Omurga Kanalı Nedir?
İnsanda omurga kanalı basın omurgaya bağlandığı kısımdan başlayıp, 7 boyun omuru içerisinden geçip, 12 sırt omuru içerisinde seyrederek, 5 bel omuru içerisinden geçtikten sonra 5 sakral omurlar içerisinden geçerek sonlanmaktadır. Anlaşılacağı üzere omurga kanalı bütün omurlar içerisinden geçen yuvarlak bazen de oval boşlukların birleşimi ile oluşmaktadır (Resim 1 ve 2).
Omurga kanalı içerisinden ise beynimizin uzantısı olarak omurilik adı verilen, vücudun bütün bölümlerine sinir uçlarının ulaştırılarak beyin tarafından kontrol edilmesini sağlayan yapı geçmektedir. Omurilik, omurga kanalı içerisinden geçerken de her omur düzeyinde sinir kökleri ayrılmaktadır. Bu nedenle hastalık hangi seviyede oluşur ise o seviyede yer alan omurilik kökleri etkilenmekte ve hastadaki bulgular da buna göre ortaya çıkmaktadır.
Normalde omurilik ve omuriliğe ait sinir köklerinin mutlaka serbest halde ilerlemesi ve hedef organ ya da dokulara ulaşması ağrısız, sorunsuz bir işleyiş için kritik öneme sahiptir.
Çeşitli hastalıklar neticesinde omuriliğin geçmekte olduğu omurga kanalı ve sinir köklerinin çıktığı foramen adı verilen boşluklarda oluşacak her türlü darlık omurilik ve sinir köklerinin fonksiyonlarında bozulmalara neden olmaktadır.
Omurga kanalı darlıkları bu nedenle oldukça önemli ve tedavisi tam olarak zamanında yapılması gereken bir durumdur.
Omurga kanalı darlığı sebepleri:
Ağrı işlerde çalışma, uzun süre oturarak çalışmak, ankilozan spondilit, romatoid artrit gibi bazı hastalıklar, yaşlanma, tedavi edilmeyen disk bozuklukları, kemik erimesi, şeker hastalığı gibi bazı metabolik hastalıklar, skolyoz gibi omurga eğrilikleri, eklem kistler, bazı tümörler gibi birçok hastalık omurga kanalı ve sinir köklerinin çıkmakta olduğu boşlukların daralmasına ve sinirlerin sıkışmasına neden olabilir.
Bulgular
Omurga kanalı darlığının bulguları darlığın oluştuğu bölgeye göre farklılıklar gösterir. Hastalık sinsi seyrederek ciddi bozukluklara hatta sakatlıklara sebebiyet verebilir.
Boyun seviyesinde oluşan omurga kanalı darlıklarında ellerde kollarda uyuşma, güç kaybı, elinden bir şeylerin taşınırken ya da tutulurken düşürülmesi, parkalarda yanma karıncalanma, yürüme bozuklukları bazen baş dönmesi ve denge kayıpları söz konusu olabilir. Nadiren idrar ve dışkı yapma kontrolü kaybı ile de karşılaşılabilinir. Boyun omurga kanalı darlıklarında aynı zaman da muhtemel kazalarda doğrudan felç olma riski çok yükselmiştir bu nedenle cerrahi ilk planda düşünülmektedir.
Sırt bölgesi omurga kanalı darlıkları nadir olmakla birlikte genellikle her iki bacakta veya tek taraflı kısmi felçler, uyuşma yürüme zorluğu gibi belirtiler görülebilir.
Bel bölgesi omurilik kanalı darlıklarında ise bulgular çok değişebilir. Önceleri lokal bacak ağrıları, uyuşmalar söz konusu olabilirken ileri dönemlerde ağrı hissi giderek kaybolabilir. Bu ise hastaya iyileştiği hissi verebilir. Oysa hastanın yürüme mesafelerinde kısalma, bacaklarında sürekli uyuşukluk ve güçsüzlük, dik duramama, gece bacaklarında huzursuzluk, yürürken ayak ucunun takılarak düşme eğiliminin artması gibi bulgular oluşur. Bu nedenle ağrının azalmış olması omurga kanalı darlığının geçtiği anlamına asla gelmeyecektir.
Bütün omurga kanalı darlıklarında ilgili bölgelerde kas erimesi, ileri derecede kemik erimesi oluşabilir. Hastaların bir kısmında sık düşme nedeni ile kalça kırıkları gelişebilir. İleri dönemlerde idrar ve dışkılama zorluğu ya da kaçırma söz konusu olabilir.
Tedavisi nasıl yapılmalıdır:
Tedavide ilk adım fizik tedavi ve hastanın yakın izlenmesi olmakla beraber, yürüme mesafelerinin giderek kısalması, kas erimeleri, kalıcı hale gelmiş uyuşmalar, klasik tedaviye yanıtsızlık cerrahi tedaviyi gerektirmektedir.
Omurga kanalı darlıklarının fizik tedavi ile yönetilmeye çalışılması hastada ciddi sonuçlara sebebiyet verebilir. Omurga kanalı darlıkları, özellikle recess darlığı dediğimiz omurga kanalının sağ ve sol taraf darlıklarında cerrahi ön planda düşünülmeli ve fizik tedavi ardından devam ettirilmelidir.
Günlük pratiğimizde aylarca, yıllarca fizik tedavi, enjeksiyonlar vs gibi yöntemlerle zaman kaybettirilmiş hastalar ile sıkça karşılaşıyoruz.
Omurga kanalının kesin tedavisi ancak cerrahi ile mümkün olup, kaybedilmiş fonksiyon ve kapasite ise cerrahi sonrası fizik tedavi ile kazanılmaya çalışılmalıdır. Bu benim kendi pratiğimde uygulamakta olduğum yöntemdir.
Omurga kanalı darlıklarında cerrahi tedavi:
Açık cerrahi yöntemler uzun yıllardır uygulanmakta olan bazen halk arasında platin olarak ta isimlendirilen vida ve rod kullanılarak omurların sabitlenerek hareketsiz hale getirilmesi şeklindeki tedavilerdir. Günümüzde de yaygın olarak uygulanmakta olup sonuçları literatürde tartışmalıdır.
Mikrocerrahi ise yine uzun yıllardır uygulanmakta olup, birden çok seviyeye ardışık olarak uygulandığında açık cerrahiden bir farkı kalmamaktadır. Bu her iki yöntemin en büyük dezavantajı ise hastada hastalığa ilaveten kas ve doku hasarına yol açmalarıdır. Bu nedenle ileri yaşta ve sağlık durumu elverişsiz hastalarda uygulanması halinde ciddi komplikasyonlar oluşabilir.
Endoskopik yöntemler ise omurga kanalı darlığında uygulanmakta olan en başarılı yöntemlerdir. Özellikle UBE olarak adlandırılan unilateral bi portal endoskopi ile açık ve mikrocerrahiden daha etkili sonuç alınması mümkündür.
UBE cerrahisinde yara bakımı gerekmez. Hastanın yalnızca bir gece hastanede kalması yeterli olabilmektedir.
UBE cerrahisi ancak çok iyi yetişmiş ve bu alanda yeterli tecrübeye sahip cerrahlarca uygulanmalıdır. Aksi taktirde beklenen sonuç alınamayacağı gibi, ciddi komplikasyonlar ile de karşılaşılabilmektedir.
Cerrahi sonrası iyileşme süreleri kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 6 ay gibi süreleri bulabilmektedir.